Son yıllarda hızla popülerliğini artıran sentetik medya, teknolojinin yeni ve yükselen yıldızı olmaya aday. Yapay zekânın ön planda olduğu bu teknoloji ile içerik oluşturma anlayışımız kadar içeriği tüketme biçimimiz de tamamen değişecek. Üstelik bu yeni nesil olgu, gerçeklik algımızı da baştan aşağı manipüle edebilecek güçte.
Geleneksel manada önemli bir tarihsel geçmişe sahip olan medyanın, 2000’ler itibariyle başlayan ve oldukça hızlı ilerleyen değişim, dönüşüm ve gelişim süreci günümüzde bambaşka bir boyut kazandı.
Sentetik medya olarak kavramsallaşan ve medyanın; yapay zekâ, makine öğrenimi gibi olgulara dayanarak gerçekleştiriliyor olmasını temsil eden bu yeni nesil kavram, aslında gelinen noktada medyanın nasıl bir gerçekliğe evirildiğini anlamak için ideal. Çünkü medyanın yapay olarak yaratılmasını veya değiştirilmesini temsil eden bu yeni nesil kavram, kısaca teknolojinin ürettiği medya olarak tanımlanıyor. Günümüzde sentetik medyanın kullanım alanlarına; yapay zekâ ile hazırlanmış müzikler, metinler, görüntüler, görseller ve videolar örnek gösterilebilir. Tüm bunlara ek olarak sentetik medya, geleneksel medyanın aksine daha geniş bir oyun ve etki alanına sahip.
Öte yandan sentetik medya dinamikleri kullanılarak yeni şeyler yarattıkça, kavramın mevcut karakteristiği nedeniyle bu alan giderek daha da genişlemeye devam ediyor. Sentetik medya ile bir kişinin dijital klonunu oluşturmak mümkün. Yani bu teknoloji ile bir kişinin yüzünü sanal ortamda bir başkasının vücuduna mükemmel bir biçimde yerleştirebilir, insanların ses dalgalarını kopyalayarak daha önce hiç söylemedikleri cümleleri dijital olarak yaratabilirsiniz. Bu tip videoların oluşturulması için de makine öğrenmesinden ve yapay zekâdan yararlanılıyor. Yüzü kullanılacak kişinin mimikleri ve dudak hareketleri analiz edilerek yapay zekâ yardımıyla model oluşturuluyor. Bu işlemin yapılması oldukça uzun sürüyor ve işlem ne kadar uzun olursa yaratılan klonun gerçekçiliği de o kadar iyi oluyor. Bu teknoloji sayesinde zamandan ve paradan tasarruf etmek mümkün. Örneğin; çekilecek bir reklam filmi normal şartlarda cast ve oyuncu gibi detaylar nedeniyle daha yüksek bütçeli ve zaman alıcı bir iş olabilecekken, oyuncuların dijital klonu ile bu süreç daha kolay ve ucuz olarak gerçekleştirilebiliyor.
Şimdilik henüz geleneksel medya kadar yaygın olmasa da sentetik medya, gelişen teknoloji ve beklentilerle yakın gelecekte geleneksel medyanın yerini alabilecek güçte.
Bir zamanlar programcıların ve Hollywood özel efekt sanatçılarının alanlarından biri olan dijital görüntü yaratma işi günümüzde farklı bir boyuta doğru evrimleşiyor. 2000’li yılların başından beri etkin bir şekilde varlığını sürdüren bu teknoloji ile birçok film materyali üzerinde dijital olarak birleştirilmiş insan benzeri karakterlerin sentetik görüntüleri kullanılmıştı. 2010’ların sonlarına doğru geldiğimizde ise artık yapay zekâ sayesinde insan yardımına ihtiyaç duyulmadan insana benzeyen görüntüler ve videolar üretilebilmeye başlandı.
Müzik alanında sentetik medya ile tanışmamız ise ilk parçasını 1998 yılında yayınlayan İngiliz sanal müzik grubu Gorillaz ile mümkün oldu. Akabinde 2007’de çıkış yapan sanal Japon pop yıldızı Hatsune Miku onu takip etti.
Bir sinema oyuncusu olan Eugenia Kuyda, en iyi arkadaşını trafik kazasında kaybedince sentetik içerik şirketi olan Replika’nın kurucu ortağı oldu. Sonrasında hafızasını korumak için mesajlardan oluşan bir veri tabanı oluşturdu. Ardından da kişiliğini, konuşma tarzını taklit etmesi için bir sohbet robotu geliştirdi. Replika, kendi dijital kopyasını oluşturmak isteyen herkesin kullanabileceği bir sistem.
Sentetik medyaya başka bir örnek ABD’li teknoloji markası Google’ın Dubleks adlı ürünüdür. Randevu almak veya ürün sipariş etmek için kullanıcı adına arama yapabilen bu asistan gerçekten de sentetik medyayı anlamak adına önemli.
Lil Miquela'nın Instagram hesabından alınmıştır.
Sentetik medyanın popüler örneklerinden biri de Lil Miquela’dır. Instagram’da 1,8 milyon takipçisi ile dünyanın en popüler sanal influencer’ı olan bu sanal karakter, Calvin Klein ve Loreal gibi markalarla çalışıyor. Aynı zamanda Bella Hadid ve J Balvin gibi gerçek isimlerle de aynı videolarda yer alan Lil’in kendi müzik videoları da mevcut. Bu kadar popüler ve aktif olmasına karşın Lil Miquela’ın sanal efekt sanatçıları tarafından oluşturulan bir 3D model olduğu unutulmamalıdır. Bu arada Lil, bu anlamda yalnız değil. Çünkü onun gibi birçok sanal influencer var. Ve birçoğu en az onun kadar ünlü.
Perspektifimizi oyun dünyasına çevirdiğimizde ise 2D ve 3D animasyonların arttığını ve bu anlamda büyük bir talep olduğunu görmekteyiz. Hatta Radical adlı bir şirket kullanıcılarına iPhone videoları aracılığıyla kendilerinin 3D animasyonunu oluşturmalarına olanak tanıyor. Sentetik videoların en popüler türü ise şu anda hali hazırda kullanılan Deepfakes’tir. Bu teknolojiyi kısaca bir kişinin yüzü ile diğer bir kişinin yüzünün yer değiştirmesi şeklinde de tanımlayabiliriz. Daha net ifadeyle bu bir yüz takası uygulamasıdır Bu uygulamaya yönelik en bilindik örnek Salvador Dali’nin Florida St. Petersburg’daki Dali Müzesi’ndeki Deepfake’idir.
Kullanım alanı bir hayli geniş olan yapay zekâ merkezli bu yeni medya türü, elbette ki sadece eğlenceli videolar oluşturmak için kullanılmıyor. Bu teknoloji aracılığıyla ses sentezlemek de mümkün. Örneğin; animasyon filmlerinde seslendirme sanatçıları yerine bu teknolojiden faydalanılabilmekte. Diğer bir ifadeyle, sentetik medya aracılığıyla istenen bir kişinin ses örneği oluşturulabilmekte ve gerekli replikler o ses üzerine programlanabilmekte. Bu özellikleri sayesinde televizyon ve sinema dünyası için yüzlerce sentetik karakterler oluşturulabilir.
Sentetik medyadaki teknolojik ve yapısal gelişmeler sayesinde yalnızca büyük prodüksiyonlu veya endüstriyel çalışmalar yapmanız gerekmiyor. Bu teknoloji, kendinizi de arşivleyebilmenizi sağlıyor. Hatta öyle ki 5 yaşınızdaki hâlinize sorular sorabildiğinizi ve öldükten sonra bile sevdiklerinizle konuşabildiğinizi düşünün. İşte, sentetik medya tüm bunları sağlayabilecek bir teknoloji.
Bu teknolojideki gelişmeler sadece dijital dünyaya ilgi duyanlar için değil, herkesin günlük hayatın akışını değiştirebilecek büyüklükte bir etkiye sahip. Gelişen sentetik teknoloji ile gelecekte bizleri şu ankinden bambaşka bir dünya bekliyor.